ANA SAYFA

 

Yer kayması- Beyan Yükümlülüğünün ihlali


YA         YARGITAY ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ

ESAS                            KARAR

2003/8876                     2004/3704 

 

Taraflar arasında görülen davada Gebze Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’ nce verilen … tarih ve ... – ... sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla , duruşma için belirlenen 06.04.2004 günde davacı avukatı Z. .Ö. ile davalı avukatı K. Ö.  gelip , temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatlar dinlendikten sonra , duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından işin incelenerek karara bağlanması ileriye  bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi V.A tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve tine dosya içerisindeki dilekçe , layihalar , duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup , incelendikten sonra işin gereği görüşülüp , düşünüldü:

 

Davacı vekili , müvekkiline ait fabrikanın davalı sigorta şirketine Endüstriyel Paket Poliçesi ile sigortalı olduğunu , poliçe süresi içerisinde dört adet silosunun bulunduğu yerdeki istinat duvarının toprak kayması sonucu yığılan toprakların etkisi ile zarara uğrayarak kullanılmaz hale geldiğini , isteme karşın hasar bedelinin ödenmediğini ileri sürerek , ( 1.274.477.865.396.-) TL. hasar bedeli ile ( 91.008.000.000.-) TL. enkaz kaldırma bedelinin hasar tarihinden itibaren işleyecek reeskont oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı vekili , davaya konu sigorta yerin 17.08.1999 depreminde kısmi hasar gördüğünü ve taraflar arasında imzalanan protokol gereği istinat duvarının güçlendirilmesi konusunda mutabakata varıldığını , ancak davalının bu edimini yerine getirmediğini ve ikinci poliçe döneminde bu durumu kendilerinden gizlediğini , davalının beyan yükümlülüğünü kasten yerine getirmediğini , hasarın bu nedenle meydana gelmesi nedeniyle rizikonun teminat dışında kaldığını , istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak , davanın reddini istemiştir.

 

Mahkemece , taraflarca sunulan kanıtlar ve yaptırılan Bilirkişi incelemesine göre , sigortalı istinat duvarının eyimli ve yer altı sularının bulunduğu heyelanlı bir bölgede bulunduğu , 1999 depreminde küçük hasarlar gördüğü ve depremi atlattığı , duvarın deprem yönetmeliğine uygun , ruhsatlı olarak inşa edildiği , duvarlarda gövde plakalarında düşey çatlaklar olmasına karşın istinat duvarının göçmediği , bunun da , deprem yükleri altında yapıldığı tarihten yıkıldığı ana kadar görebileceği en büyük yatay dinamik toprak basınçlarını taşıdığını kanıtladığı , 17 Ağustos depreminde yıkılmamasına rağmen  16 ay sonra yıkılmasının nedeni bol yağışlı günlerin ardından yer altı sı seviyesinin yükselmesinden ve buna bağlı kritik göçme yüzeyinde ilave su basıncı oluşmasından kaynaklanabileceği , iki büyük depremin yıkamadığı duvarı daha sonra oluşan heyelanın yıkılmasına sebep olduğu ve bu durumda rizikonun poliçe kapsamında kaldığı , davacının enkaz kaldırma bedeli olarak 13.351.000.000.-TL.ve hasar bedeli olarak 893.624.000.000.-  isteyebileceğinin belirlendiği gerekçesiyle , davanın kısmen kabulü ile,                                         (906.975.545.000-)TL.  nin 03.01.2001 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

                     Kararı , davalı vekiline temyiz etmiştir.

                    1-Dava  endüstriyel sigorta poliçesinden kaynaklanan hasarın tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekili , davaya konu sigortalı istinat duvarının bir önceki sigorta döneminde meydana gelen 17.08.1999 depreminde kısmi hasar gördüğünü ve hasarın ekspertizce tespit edilip , taraflar arasında hasarın artmasına engel olmak amacıyla bir takım tedbirlerin acilen alınması yönünde mutabakat sağlandığını , davacının bunun için  proje hazırlayıp kendilerine sunduğunu ve fakat gereklerini yerine getirmeden ikinci dönem için poliçe düzenlenmesini sağladığını beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğini bu nedenle rizikonun teminat dışı olduğunu savunmuştur.

 

Mehkemece ,  sigortalı yerin jeolojik yapısı ve duvarların projelerine uygun olarak inşa edilip edilmedikleri yönünden bir inceleme yapılmış ise de , davalı tarafın yukarıda belirtilen savunması yönünden bir değerlendirme yapıldığı dosya kapsamında anlaşılmadığı gibi , karar gerekçesinde de bu hususa yer verilmemiştir.

 

O halde mahkemece , öncelikle davalının sözünü ettiği tadil projesini getirtilmesi ve aralarında sigorta konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunduğu bir heyet aracılığıyla , 24.08.1999 tarihli ekspertiz protokolü ile anılan projenin incelenmesi ve davacı tarafın ikinci poliçe düzenlenirken poliçe genel şartları   karşısında beyan yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği , buna göre rizikonun teminat içerisinde kalıp kalmadığı veya davalının sözleşmeyi aynı koşullarda yapıp yapmayacağı hususlarının açıklığa kavuşturulması ve oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmek gerekirken , bu hususlar aydınlatılmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

 

2- Öte yandan , kabul şekline göre , sigortalı istinat duvarlarının riziko tarihinden önce meydana gelen depremlerde kısmi hasarlar gördükleri konusunda uyuşmazlık olmadığı açıktır. O halde , zarar miktarı belirlenirken rizikodan önce meydana gelen bu hasar bedellerinin tazminat miktarlarından düşülmesi ve sadece gerçek zarar miktarının tazminine karar verilmek gerekirken , bu hususun gözden kaçırılması da isabetli olmamış ve kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

 

3- Ayrıca , yine kabul şekline göre, davaya konu tazminatın sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı ve sigortacının sigorta bedelini ödeme borcunun ne zaman muaccel olacağı TTK’ nun 1299 uncu maddesi yollamasıyla aynı yasanın 1292/1 nci maddesi hükmünde öngörülmüştür. Mahkemece anılan yasa hükümleri uyarınca davalı tarafından temerrüt tarihinin araştırılması ve temerrüt faizinin temerrüt tarihinden itibaren yürütülmesi gerekirken , bu hükümler dikkate alınmadan riziko tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesi de bozmayı gerektirmiştir.

                    

SONUÇ: Yukarıda (1) , (2) ve (3) No’ lu bentlerde açıklanan nedenlerle , kararın davalı yararına BOZULMASINA , taktir edilen 375.00.000- TL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak   davalıya verilmesine , ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesinde , 08.04.2004 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. ( Av. Kamil ÖZBASAN arşivinden)

Yargıtay Karar Arşivi